29 Aralık 2009 Salı

Full Metal Alchemist




Giriş monoloğu:

Simya, maddenin yapısının anlaşıldığı,
bu yapının parçalandığı,
ve tekrar bir araya getirildiği
bir bilimdir.
Eğer doğru kullanılırsa
kurşunu altına çevirebilir.
Ama bir bilim olduğundan
doğanın kuralları hala geçerlidir.
Belli kütledeki bir şeyden sadece
aynı kütledeki bir şey yaratabilirsiniz.
Bu eşit takas kuralıdır.
Eşit takas kuralı der ki,
bir şey kazanmak için
aynı değerde başka bir şey sunmalısınız.
Belki de bu bir derstir,
Bir şeyleri feda etmeden,
bir şey kazanamayacağınıza dair...

İlk bölümlerden:

-Eğer tanrıya sorgusuz inanırsan...
bunun sonucunda ölüler hayata geri mi dönecek?

-Evet.

-35 litre su, 20 kilogram di karbon,
4 litre amonyak, 1,5 kilo kireç.
800 gram fosfor, 250 gram tuz,
100 gram azot, 80 gram kükürt,
7,5 gram di florin, 5 gram demir,
ve 15 diğer element.

-Bu neyin listesi?

-Bunlar ortalama bir yetişkin insanı
oluşturan elementler.
Bilim şu anda bu kadarını biliyor
ama henüz insan bedenini yapay olarak
yaratmayı kimse başaramadı.
Bilim adamları neyin eksik olduğunu
son bir kaç yüz yıldır araştırıyorlar.
Bence onların bu çabası değerli,
dua etmenin ve beklemenin aksine.
Ve sadece bir dip not olarak,
bu elementleri bir çocuğun
cep harçlığıyla satın alabilirsin.
İnsanlar çok ucuza yapılıyor.

-İnsanlar "şey"ler değildir!
Tanrıya saygısızlık etmeye mi çalışıyorsun?

-Simyacılar bilim adamlarıdır.
Yani tanrı gibi kesin olmayan varlıklara inanmazlar.
Bizim gibi insanların tanrıya en yakın olanlar
olmamız ironik değil mi?

-Sen tanrı değilsin.

-Güneş de değil.
Sadece büyük miktarda yüksek ısı.
Çok yaklaşırsan, yanarsın...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder