28 Aralık 2009 Pazartesi

Çevirirken birden şimşekler çakıp yağmur başladı ki tam film-noir oldu...

"Vlad haklıydı. Seçenekler yoktur. Düz bir çizgiden başka hiçbirşey yoktur. "Neden ben?" veya "Ya şöyle olsaydı" diye sorduğunda, yanılsama arkasından gelir. Geriye bakıp dalları gördüğün an, budanan bir bonsai ağacı gibi ya da çatallanmış bir şimşek gibi saçılmış hayatına baktığın an... Eğer bazı şeyleri farklı yapsaydın, o sen olmayacaktın. O geriye bakan başka biri olacaktı, şimdikinden farklı bir takım soruları soran..."

"Geçmiş; bir yapbozdur, ya da kırık bir ayna. Sen parçaları birleştirdikçe, görüntü değişmeye devam eder. Ve sen de onunla değişirsin. Seni yok edebilir, seni delirtebilir. Ve seni özgür kılabilir."

"Bir şeyi çok istemekle gelen bela; onu kaybetme korkusudur veya hiçbir zaman elde edemeyeceğini bilmek. Bu düşünceler seni gitgide zayıflatır."

"Mazinin sana gizlice yaklaşmak için her zaman gizli bir numarası vardır. Onun kırık dökük yankılarını her yerde duyacaksın, sanki dandik bir kasetmiş gibi. Herkese onu hatırlattığı için kızacaksın, hatırlatan kafanın içindeki ses olsa bile."

"Yağmur; sanki cennetteki bütün melekler aynı anda başımızdan aşağı işemeye karar vermiş gibi düşüyordu. Durumun benimki gibi olunca, sadece metaforlarla düşünebiliyorsun."

"Bir defa için olsun, ne kadar sürdü bilmiyorum ama ölmüş olmayı arzulamadım."

Max Payne 2'den



Not: Bu şaheserin ardından o dandik filmi çekenlerin elleri kırılsın lan...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder