22 Şubat 2010 Pazartesi

Düşün ne kadar...


70'lerden aldığım tadı İskender Kebap'tan bile alamadım ömrümce...

19 Şubat 2010 Cuma

We're all free to choose...


Reddetmesi çok zor şeyleri her seferinde reddetmek gerçekten hastalıklı birşey... Onun haricinde; evet, hala atarım varmış fazlaca, sevdiğin şeylerin peşinden koşmak iyiymiş. Birşeylerin eğitmeni olmak yararlıymış. Dostlar güzelmiş. Hiçbirşey seni hayatına hapsetmek için abarttıkları kadar zor, kandırmak için abarttıkları kadar şatafatlı değilmiş. İlk taşı sen attığın zaman takipçilerin oluyormuş bir sürü, kimisi nasıl başardığını görüp heyecanını paylaşmak için, kimisi nasıl kaybettiğini görüp, "gördün mü ben niye yapmıyorum" diyerek kendi vicdanına mastürbasyon çekmek için. Dürüst olmak hala önemliymiş. İstanbul'un ilk on gününün özeti bu...

1 Şubat 2010 Pazartesi



If all that grows starts to fade, starts to falter
Oh, let me inside, let me inside, not to wait
Let all that run through the fields through the quiet,
Go on with their, own with their own hidden ways

When all newness of gold travels far from
Where it had once been,
Born like the earth over years
And when the acts of man
Cause the ground to break open
Oh, let me inside, let me inside, not to wait

Great are the sounds of all that live
And all that man can hold

If all that grows starts to fade, starts to falter
Oh, let me inside, let me inside, not to wait
Great are the sounds of all that live
And all that man can hold

Great are the sounds of all that live...

Hop...

Yıllar sonra tekrar "ileri, ileri, yukarı, yukarı!!!" felsefesini benimsememle birlikte bir anlık kararla İstanbul'a taşınıyorum. Herşey muallak, lakin muallak süregelenin uysallaştırmasından yeğ oluyor çoğu zaman benim gibi insanlar için... Mutluyum...

Bir de tarif edilmez şekilde acı çekiyorum onun haricinde. Bıçak gibi dayanılmaz ve anlık değil, teninde yürüyen bir kıymık gibi süregelen ve tedirgin... Çıkarmazsanız bir ömür orda kendine yer yapacak cinsten... Ama onu anlatmanın ne yeri ne zamanı. Su akacak yatağını bulacak... Her zaman öyle olur...