19 Şubat 2010 Cuma

We're all free to choose...


Reddetmesi çok zor şeyleri her seferinde reddetmek gerçekten hastalıklı birşey... Onun haricinde; evet, hala atarım varmış fazlaca, sevdiğin şeylerin peşinden koşmak iyiymiş. Birşeylerin eğitmeni olmak yararlıymış. Dostlar güzelmiş. Hiçbirşey seni hayatına hapsetmek için abarttıkları kadar zor, kandırmak için abarttıkları kadar şatafatlı değilmiş. İlk taşı sen attığın zaman takipçilerin oluyormuş bir sürü, kimisi nasıl başardığını görüp heyecanını paylaşmak için, kimisi nasıl kaybettiğini görüp, "gördün mü ben niye yapmıyorum" diyerek kendi vicdanına mastürbasyon çekmek için. Dürüst olmak hala önemliymiş. İstanbul'un ilk on gününün özeti bu...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder